Ben Oyun Yapıcam!

by Tolga Coşkun

Aslında çok uzun zamandır MMO oynayan her bilgisayar meraklısı gencin aklında olan bir olgu “Ben Oyun yapıcam!” ve bu günümüzde oyun motorlarının ulaşılabilirliğinin kolaylaşması ve giriş seviyesinin azalmasıyla da iyice arttı.Endüstri 4.0 adı altında “yeni devrim” (/s) üzerinden öğrenci kapmaya çalışan birçok özel okul da STEM, Robotik, Yazılım, Arduino ve hatta AI dersleri vermeye başladı. Bu bir yandan iyi bir yandan da kötü bana sorarsanız. İyi tarafı, çocuklar çok erken yaşta bu kavramlara aktarılabildiği kadar aşina oluyor ya da kendi içlerinde bir kıvılcım varsa ve merak ediyorlarsa da bu kıvılcımı aleve dönüştürüyorlar. Kötü tarafı ise ülkedeki zaten yerlerde sürünen, sınav-ezber-gelenek üçgeninde tıkalı kalan eğitim modelimizde müzik ya da resim dersi gibi içi boş bir ders olmaktan öteye geçemiyor. (Bu dersleri hakkıyla veren okul sayısı gerçekten çok az).

Bu eğitim döngüsünden çıkan çoğunluk da okuldan çıktığı gibi monitör karşısına geçip son zamanlarda inanılmaz başarı yakalayan Battle Royale oyunları Fortnite, Apex, PUBG ya da daha geleneksel başyapıtlardan GTA gibi oyunları oynayınca, biraz da “Sen yaparsın Berkecan” ebeveynleri sağolsun, kendilerince ödev oyunlar yapmaya başladılar. Tabi bu oyunlar da okulların ebeveynlerin gözünü boyaması açısından “EĞİTİM-EĞİTİM-EĞİTİM” (Hatta yakın zamanda eğitim oyunları için yarışmalar yapıldı) döngüsünde tıkanmış, dejenere ve basit oyunlar olunca ve ayrıca oyun geliştirme de ülkemizde bir türlü kültürleşemediği ve maalesef sürekli hor görüldüğü için de bu çocukları “Ben Oyun Yapıyorum” moduna sokuyor, üstüne de sosyal medya ve haberleşme bu kadar kolay olunca da yeni başlayanların aklına malum soruları düşürüyor.

  • “Abi ben GTA yapıcam ama İstanbul’da geçecek”
  • “PUBG diye bir oyun çıkmış herkes onu oynuyor, deli para var, kolayda oyun, bana koder ve artist bulun yapim size”
  • “MMORPG yapmak için ekip arkadaşları aranıyor”
  • “Çok pis kod yazıyorum ama bi artist bulamadım ki oyun yapayım”
  • “Kantır nasıl yapılır?”

Sorular böyle olunca da Facebook grupları ve Youtube gibi mecralarda da “clickbait” mantığıyla “GTA” yapan ve bunu devam ettirerek para kazanmayı uman “oyun geliştiricileri” türedi. Hal böyle olunca da internet üzerindeki birçok platformda olduğu gibi bilgi kirliliği inanılmaz bir şekilde arttı. Özellikle de Türkçe kaynaklarda… Maalesef bu durum kurunun yanında yaşı da yakarak, halihazırdaki oyun geliştiricilerinin yeni başlayanları (Bu işe meraklı ve araştırma yapan gençler dahil) küçük görmesine sebep oldu ve bu da sektörü iyice kısır döngüye soktu.

Potansiyelli ve işi severek yapabilecek gençler, sordukları sorulara cevap bile alamayınca daha başlayamadan bırakıyor ya da bu işi tek başına yapmaya çalışıyor. Oysa ki bu sektör -çılgın değilseniz- bir takım işi.

Sektöre tek başına yeni atılıp başarmaya çalışmak bir yana, uzun yıllar oyun geliştirme içerisinde bulunmuş, tecrübeli insanlar bile sektör içerisinde tek başına başarıyı zor yakalıyor. Tek başınıza ticarileştirilebilir bir oyun geliştirebilmek için kod yazmak, seviye tasarımı, karakter tasarımı, müzik, sanat, hikaye anlatımı ve marketing gerekiyor ki sadece bunlar yapmanız gerekenlerin bir kısmı. Oyun geliştirme sektörü bu denli gençken, yeni başlayanlar bu kadar fazlayken ve sosyal medya (LinkedIn, Discord, FB vb.) üzerinden iletişim kurmak da bu kadar kolayken fırsatlarınızı değerlendirin. Sosyal medyayı aktif kullanın ve sizin gibi yeni başlayanların olduğu gruplara girin. Tanıştığınız kişilerle takım olun. Öğrenmeyi hızlandırmak için oyun geliştirmede size en çok hitap eden alanı seçin ve ona yoğunlaşın. İlk başladığınızda üzerinizdeki yük ve stres ne kadar az olursa o kadar verimli ve iyi öğrenirsiniz.

Takım oluşturup ekip olmayı öğrenin, farklı dallarda farklı disiplinlerin neler yaptıklarına aşina olun, iş akışı oluşturmayı öğrenin. Bunlar takım olmanın faydalarının sadece küçük bir kısmı ve her şeyden önce oyunların asıl amacı eğlencedir ve oyununuzu geliştirirken ne kadar eğlenirseniz o kadar kaliteli bir yapım ortaya koyarsınız.