Oyun geliştiriciliğine ufak bir giriş yaptıysanız her yerden duyabileceğiniz bir takım problemler vardır. Oyun geliştiriciliğinin Türkiyede yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlamasıyla, “Adam gibi grafiker bulamadım o yüzden oyun yapamıyorum” ya da tam tersi olan “Yok mu bi koder oyun yapalım” problemleri artık neredeyse gün aşırı aşina olduğumuz cümleler olmaya başladı.
Teknolojinin alamet-i farikalarından olan Unity/Unreal/Blender/MagicaVoxel v.b programlar ve Udemy/Coursera gibi platformlardaki, her ne kadar bilgi kirliliği çok olsa da, bilimum eğitici video sayesinde bu gibi söylemler mazeret olmaktan öteye geçmiyor. İlla yeni bir program öğrenmenize gerek yok, yazılımcıysanız seçtiğiniz favori oyun motoru üzerinden, “placeholder” yani sonradan değiştirilmek üzere koyduğunuz öğelerle oyununuzun iskeletini çıkartın, çok istediğiniz sanatçıyı bulduğunuzda tekrar projenize dönüp projenizi bitirin. Aynı durum sanatçılar için de geçerli, oyununuzun ana fikrini ve genel akışını kağıda dökün ve ana karakterlerinizi yapmaya başlayın, istediğiniz yazılımcıyı bulunca da projenize dönün ve bitirin. Hatta ve hatta Unity ve Unreal oyun motorlarının sunduğu görsel yazılım ile oyunlarınızı sanatçı olarak kendiniz bitirebilirsiniz.
Türk oyun geliştiricilerinin çoğundan duyabileceğiniz üzere, her geliştiricinin bitmemiş prototip yığınları var. Bu projelere geri dönen geliştirici sayısı da gözlemlediğim kadarıyla da maalesef çok az. Evet prototip geliştirmek faydalıdır fakat bir oyunu baştan sona bitirmek ve yayınlamak çok daha faydalıdır. Yayımlamasanız bile en azından kendi cihazlarınızda ara ara oynayabileceğiniz bir oyun çıkartmanız bile çok önemli. Oyununuz ve fikriniz oynaya oynaya gelişir.
Ekstra adımı atıp oyunu bir mağazada yayınladığınız zamanda ise sizi iyi,güzel,acı,kötü fakat öğretici tecrübeler bekliyor. Oyununuzu yayınladığınız zaman sizin pastanızdan yemek isteyen kitleyi görebilir ve bir sonraki devam oyununuzu o güruha özelleştirilmiş bir şekilde geliştirebilirsiniz. Kitlenizi tanımak ilerideki maceralarınızda sizin için çok faydalı olacaktır.
“Ama çalınır?!”
“Ekstra Uber Züper Mutheşem-ül Dehşet” bir fikriniz var ama çalınmasından korkuyorsunuz. Korkmayın, eğer oyun düşündüğünüz kadar iyiyse kendi çabalarınızla yaptığınız reklamlarla bile yukarı çıkacaktır. Her ne kadar yazılımcı sanatıyla yapılmış olsa da. (Bkz. Flappy Bird)
Oyununuzu bitirin ve yayınlayın. Mutlaka sizin oyununuzu oynamak isteyen birisi çıkacaktır. Eğer oyununuzu oynamak isteyen kimse bulamazsanız da kendinizi sorgulamak için bir fırsat olacaktır. “Nerede hata yaptım?” sorusunu kendinize sormalı ve sanat, mekanik, pazarlama gibi hata yaptığınız alanları tespit etmeniz gerekiyor. Tüm bunların yanında marketlerin neler istediğini öğrenip, oyun grafikleri, ekran görüntüleri, oynanış videoları, isimlendirme, oyun açıklaması gibi oyununuzun markalaşmasına yardımcı olan öğeler de size kar kalacaktır.